Radikal Demokrasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Radikal Demokrasi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Eylül 2014 Salı

Ezilenlerin ve Demokratların Örgütlenmesi İçin Bir Araç Gereği (Bilişim ve İletişim Çalışanları Dayanışma Ağı’na (BİÇDA) Açık Mektup)

Değerli Arkadaşlar,
BİÇDA’da şu mailini görünce yine umutlandım:
“Geziden beri sürekli biçda'ya proje fikirleri geliyor, her yere ben koşturduğumdan zamanında her şeyi size iletemiyorum. Artık  FİFO lar  doldu, alert veriyo, söylemem gerekiyor. Yaw millet ortak bir yazılım yapalım diyor. Kar amacı gütmeyen topluma faydalı yazılımlar...”
Neden ve niçin umutlandım kısaca anlatayım:
Ben programcı veya meslekten bir bilişim çalışanı değilim. Ancak grubunuzla ta Gezi zamanında tanıştım ve o zamandan beri üyesiyim. Elimden geldiğince izlemeye çalışıyorum. Grubunuzla bağlantı kurmamın nedeni tam da yukarıdaki mesajı yazan arkadaşın dediği konuydu.
Gezi esnasında ve sonraki Parklar ve Forumlarda, ortada tartışma, oylama yapacak ve karar alacak doğru dürüst bir avadanlık olmadığı için, hareketin nasıl örgütlenemeden buharlaştığını görüyor ve bu nedenle başta Almanya’da Korsan Parti’nin kullandığı Liquid Feedback adlı programın belki bu gidişi durdurabilecek bir imkân olabileceğini düşünüyordum.

18 Temmuz 2014 Cuma

Radikal Demokratlara veya Gerçekten Demokratlara Çağrı

Demokrat ya da Demokrasi sözcüğünün başına “gerçekten” ya da “radikal” gibi bir sıfatı koymak gerekiyor. Çünkü her şey gibi kavramlar da zamanla eskiyor ve esas anlamını yitiriyor.
Demokrasi kavramı bugün artık, tamamıyla politik alana ilişkin, yani devlete, yönetime ilişkin bir anlam kazanmış bulunuyor; ayrıca bu sınırlama içinde de liberal veya parlamenter bir rejim anlamına geliyor.
Hâlbuki demokrasi özünde, toplumun yapısıyla ilgili; o yapı bağlamında da toplumun kimleri kapsayacağına, kimlerin ilişkilerini düzenleyeceğine ve nasıl düzenleyeceğine ilişkin bir kavramdır. Yani demokrasi aslında bir dindir.
Bu bağlamda örneğin bir “Türk Demokrasisi” olamaz. Bir topluluk veya daha somut olarak da bir ulus Türklükle (veya Fransızlıkla veya Kürtlükle) tanımlanmışsa devletin işleyişi ne kadar “demokratik” olursa olsun, bu demokrasi tıpkı eski Yunan kentlerindeki demokrasi gibi; köle sahiplerinin ya da partricilerin demokrasisi gibi; Türklerin Demokrasisi olur. Türklerin Demokrasisi ise Türk olmayanların eşit haklardan yoksunluğu anlamına gelir. Dolayısıyla demokrasinin özündeki biçimsel eşitlik fikrini ve idealini yok eder ve onunla çelişir. “Türk Demokrasisi” “Köşeli Daire” gibi bir saçmalık veya oksimorondur.

6 Haziran 2014 Cuma

HDK ve HDP’de Bireysel Üyelik Kampanyası Hakkında

Bu ayın 21 ve 22’sinde HDK ve HDP’nin kongreleri olacak.
Yine her zamanki gibi “bileşen”lerle yapılmış görüşmelerle kararlar önceden alınacak. Yine aslında bir program akışından başka bir şey olmayan bir “gündem” ilan edilecek ve kararlar alınacak. Yine medyatik olarak “çok renkli” imgelerle mesajlar verilecek. Yine herkes protokoldeki yerini alacak; yine protokol sırasıyla konuşmalar yapılacak; protokoldekilerin en önde yer aldıkları resimler yayınlanacak. Yine kongrelerin başarıyla tamamlandığı söylenecek.
Ve yine gelenler bu mizansenin figüranlarından başka bir şey olmadıkları hissiyle geri dönecekler.
Ve bu örgütler sözüm ona Türkiye’deki Radikal Demokrasi mücadelesini örgütleyecek, yürütecek ve zafere götürecekler.
Eğer böyle giderse bırakalım zaferi bir yana en büyük hezimetler kaçınılmazdır.

9 Mayıs 2014 Cuma

Dünya Seyahatine Küçük Bir Adımla Başlanır (İlk Toplantıdan İzlenimler)

Resim: Zeycan Alkış

İlk Toplantının Zaman ve Yeri

6 Mayıs’ta, “Radikal Demokratik Bir Hareketi Yaratabilmenin Yol ve Yordamlarını Tartışabilmeyi Örgütlemek İçin Bir Çağrı” başlıklı yazıyı yayınlamış ve bir gün sonrası, yani 7 Mayıs Çarşamba için, ilk toplantının yapılacağını duyurmuştuk.
Çağrı ve toplantı arasında böyle sıkışık ve kısa bir zaman olmasının nedeni, bazı katılımcıların katılabilecekleri zamanı çakıştırabilmekti.
Zaman kıtlığı modern toplumun bir sorunudur. Hayat dakikleştikçe zaman kıtlaşır. Günümüzde ne yapacağımızı bizim belirleyeceğimiz “boş zaman” en değerli, en lüks metadır.
Zaman çok kısa olmasına rağmen, birçok okuyucu ilgisini ve katılma dileğini ama gerek zaman, gerek coğrafi uzaklık nedeniyle katılamayacağını, ancak gelişmelerden haberdar olmak istediğini ve bir şekilde tartışma ve fikir alışverişlerine katılmak istediğini bildirdi.
Böylesine acele ve sınırlı bir duyuruyla yapılmış bir toplantıya pek fazla katılım olmayacağı düşünülerek, Kadıköy’de bir Kafe toplantı yeri olarak belirlenmişti.

6 Mayıs 2014 Salı

Radikal Demokratik Bir Hareketi Yaratabilmenin Yol ve Yordamlarını Tartışabilmeyi Örgütlemek İçin Bir Çağrı

Bundan bir ay kadar önce (9 Nisan 2014) “Radikal Demokratik Bir Hareketin Oluşabilmesinin Sorunları ve Bir Öneri” başlıklı bir yazı yazmış ve yazının sonunda “bugün Radikal Demokratik bir hareket veya partinin oluşumu için ne yapmak gerekir, hangi ana halkayı yakalamak gerekir, nasıl bir strateji izlemek gerekir?konusunu en azından tartışmaya hazır olanların parmak kaldırması gerekiyor.” diye yazarak bir çağrı yapmıştık.
Çok değil ama küçük de olsa bir başlangıç yapabilecek kadar parmak kalktı. Bir ay da sanırız yeterli bir süredir.
Çarşamba günü ilk toplantıyı yaparak bir ilk adımı atmayı deneyeceğiz.
Ortadoğu ve Türkiye’de Radikal Demokratik hedefleri savunacak bir parti veya bir hareket olmadan; geniş ezilen kitleler bu hedefler için birleşmeden hiçbir şey olmaz diye düşünüyorsanız aşağıda tekrar ifade edilecek Radikal Demokrat hedeflerle anlaşıyorsanız bu çağrıya ilgisiz kalmayınız.

11 Nisan 2014 Cuma

Demokrasi Nedir? Bir Anlayamamaya Çalışma Denemesi (1)

Bir iki gün önce “Radikal Demokratik Bir Hareketin Oluşabilmesinin Sorunları ve Bir Öneri” başlıklı yazımıza yankı veren, “T.C. Vatandaşı” rumuzlu bir okur “Ne demektir Demokrasi? Demokrasiden ne anlamalıyız?” diye sormuş?
Bu soruyu vesile ederek demokrasinin ne olduğunu anlamaya çalışalım.
Ama “bir şeyi anlamanın en iyi yolu önce onu anlayamamakla işe başlamaktır” diye bir söz, hatta bir metodolojik ilke vardır.
Bu nedenle önce anlayamamaya çalışalım.
Tabii biz demokrasinin ne olduğunu anlamaktan söz ederken, bundan onun sosyolojik olarak ne olduğunu anlamayı anlıyoruz. Amacımız bir bakıma sosyolojik bir demokrasi tanımına veya kavramına ulaşmaktır.
Tabii bizim Sosyoloji’den anladığımız Marksizm olduğundan ve bilinen bütün sosyolojilerin bilim değil, ideolojiler olduğunu düşündüğümüzden, sosyolojik olarak Demokrasinin ne olduğunu anlamaya çalışmak; Marksist bir demokrasi teorisine ulaşma çabası olarak da tanımlanabilir.

9 Nisan 2014 Çarşamba

Radikal Demokratik Bir Hareketin Oluşabilmesinin Sorunları ve Bir öneri

Doğa milyonlarca yıllık deneme yanılmalarla aynı sonuca ulaşan bir çok farklı yollar, stratejiler olduğunu defalarca göstermiş bulunuyor. Örneğin karşı tarafın ilgisini çekecek göz alıcı renklere, hücrelerdeki pigmentler aracılığıyla da ulaşılabilir; farklı dalga boylarındaki ışığı kırıp yansıtma aracılığıyla da. Bunların her birinin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Yumurtayla üremek de bir stratejidir; memeli veya keseli üremek de. Milyonlarca yumurta bırakarak da soyun devamı sağlanabilir; birkaç yumurtaya yoğun bir bakımla da.
Toplumda da belli bir amaca yönelik olarak bir çok farklı yollar ve stratejiler bulunabilir. Matematikçilerin diliyle, “bir doğruya dışındaki bir noktadan sonsuzca paraleller çizilebilir”. Ama verili koşullar göz önüne alındığında, belli bir anda, sonsuz sayıdaki olanaklar arasında sadece bir tanesi gerçekten “paralel”dir.